Valbruna liderliğini gün geçtikçe pekiştirmektedir

Sorularımıza geçmeden önce bizlere kendinizden ve firmanızdan bahseder misiniz?

Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimim esnasında Japon Marubeni firmasının İstanbul ofisinde çalışmaya başladım. Demir-çelik sektörüyle ilk tanışmam Marubeni firması vesilesiyle oldu. Yaklaşık yirmi sene önce uluslararası ticaretin temel kurallarını Marubeni’de öğrendim, bir okul gibiydi benim için. Sekiz senenin sonunda Arcelor International firması ile yollarımız kesişti ve Arcelor Int. İstanbul ofisinde çelik taciri - steel trader- olarak çalışmaya başladım.

Paslanmaz çelik uzun mamüller ile tanışmam ise Arcelor’da gerçekleşti. O dönemde Arcelor grubu Mittal Grubu tarafından satın alınmamıştı ve Arcelor grubu bünyesinde bulunan paslanmaz çelik uzun mamül üreten Ugitech Grubu’da henüz Schmolz-Bickenbach Grubu’na satılmamıştı. Ugitech Grubu’nun Türkiye satışlarından da ben sorumluydum. Bu vesile ile paslanmaz çeliğin cazibesine kapıldım ve o dönemden itibaren paslanmaz çelik uzun mamüller sektörüne odaklandım. O yıllarda özellikle paslanmaz çelik uzun mamüller bakir ve gelişime açık bir sektördü; iç piyasamız henüz tanışmaya başlamıştı uzun mamüllerle ve kısıtlı bir tüketim vardı. İç piyasada talebin artmasıyla birlikte segmentlerde çeşitlendi ve yabancı üretici&tedarikçi firmaların iç piyasamıza olan ilgileri artmaya başladı. O çıkış dönemlerinde demir-çelik sektöründe bir yandan yeniden yapılanma sürecine girdi; Arcelor grubu bünyesinde bulunan Ugitech, Alman Schmolz-Bickenbach grubuna satıldı ve takiben de Arcelor grubu Mittal grubu tarafından 2006 yılında satın alındı.

Büyük bir kabuk değiştirme yaşandı sektörde. Ugitech grubunun Alman Schmolz-Bickenbach grubuna satılmasını takiben, Schmolz-Bickenbach Çelik firmasında paslanmaz çeliklerden sorumlu ürün müdürü olarak görev aldım. 2009 yılında Schmolz-Bickenbach Çelik firmasıyla yollarımız ayrıldı ve İtalyan Cogne firmasının Türkiye oluşumunu gerçekleştirmek üzere Cogne Çelik firmasında ülke müdürü olarak çalıştım ve bu görevime Eylül 2013 dönemine kadar devam ettim. Paslanmaz çelik, nikel alaşımlar ve titanyum üreticisi olan ve bünyesinde birçok markaları bulunduran İtalyan Valbruna Grubu’nun Türkiye’de kendi oluşumunu kurmaya karar vermesi üzerine bu sürece liderlik etmek, gelişimine destek vermek ve ülkemizde paslanmaz çeliğin kullanımını daha farklı sektörlere taşıyabilmek amacıyla, geçen sene Ekim ayının başında Valbruna Turkey Paslanmaz Çelik San.Tic. A.Ş. firmasında Genel Müdür olarak yeni görevime başladım. Valbruna Türkiye olarak heyecan verici ve başarılı bir süreç yaşamaktayız; önümüzdeki yakın dönemde müşterilerimize özellikle sürdürülebilir dönemsel tedarik konusunda katma değerli açılımlar sunmayı hedeflemekteyiz.

Müşterilerinize sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetler neler? Ürün ve hizmet yelpazenizde neler bulunuyor?

İtalyan Valbruna Grubu; paslanmaz çelik, nikel alaşımlar ve titanyum uzun dolu mamül üretiminde Avrupa Birliği’nin lider üreticilerinden biridir.

İtalya’da iki fabrikamız ve ABD’nin Indiana eyaletinde bir fabrikamız bulunmaktadır. Gerek ölçü aralığı (3mm ~ 600mm) ve gerekse kesit çeşitliliği hususunda en geniş yelpazeye sahip durumdadır ve bünyesinde birçok markaya sahip olan (Maxival, Marinox, Magival, Reval, Aeroval gibi) kurumsal kimliğiyle de liderliğini gün geçtikçe pekiştirmektedir.

Kangal, yuvarlak, altıköşe, kare, lama ve köşebent çubuk mamüllere ilaveten; Ugivis-Fransa ve BHH Mikrohuta-Polonya tesislerimizde de paslanmaz çelik soğuk çekilmiş teller üretilmektedir.

Bütün bu ürün gruplarını müşterilerimize tedarik edebilmekteyiz -arzu eden müşterilerimiz direk olarak fabrikalarımızdan CIF/DAP bazında ithalat yapabilmekte veya İstanbul Asya tarafında bulunmakta olan depomuzdan perakende bazında sipariş günü içerisinde malzeme tedarik edebilmektedirler.

Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?

Ağırlıklı olarak; otomotiv, enerji, pompa&- va-na, altyapı bağlantı, hidrolik&pnömatik, petrokimya, savunma&havacılık ve makina sektörlerine hizmet vermekteyiz.

Üretim kapasiteniz, teknolojiniz ve firmanızın teknik özelliklerini bizlerle paylaşır mısınız?

Grubumuzun yıllık üretim kapasitesi yaklaşık olarak 200.000 ton seviyesindedir. Üretimde kullanılan kütük ve blumların tamamı kendi tesislerimizde hassas kontrol süreçleri dahilinde titizlikle üretilmektedir. Hurda ve alyajların şarj edilmesi, eritilmesi, karbondan arındırılması, döküm ve sıcak üretim&kabuk soyma, tavlama/ıslahlama, soğuk üretim/ puntasız taşlama, EC/US çatlak kontrolü vb. standard sayılabilecek entegre üretim akış sürecine ek olarak malzemenin mekanik özelliklerini en üst seviyeye çıkarabilen özel üretim süreçlerimizle (ESR/VAR), müşterilerimizin sürekli değişkenlik gösteren özel çelik kalitelerine olan ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmekteyiz

Satışlarınızın iç pazar ve ihracat payları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Valbruna Türkiye olarak bugün itibarı ile tamamen yurtiçine tedarik sağlamaktayız.

Paslanmaz çelik sektöründe “Çelik Servis Merkezi” hizmetinin önemi ve ayrıcalıkları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Kuşkusuz ÇSM’lerinin önemi ve işlevi artmaktadır. Burada önemli olan ÇSM’lerin kurumsal kimlikleri altında gelişen ve sürekli değişkenlik gösteren müşteri ihtiyaçlarına hangi vizyonla cevap verdiği ve sektörde hangi ölçüde katma değer yaratmakta olduğudur.

Paslanmaz çelik kullanıcıları malzeme kalitesi konusunda ne kadar bilinçli? Doğru malzeme seçimi ve kalite konusunda müşterilerinizi bilgilendiriyor musunuz?

Kalite hususundaki bilinçlenme gün geçtikçe piyasa dinamikleri paralelinde hızla gelişmektedir.

Müşterilerimizi düzenli olarak yeni kalite ve proseslerimiz hususunda sunumlar yaparak bilgilendirmeye çalışıyoruz ve ihtiyaçlarına en iyi cevabı verebilecek kalitelerin seçimi konusunda yardımcı oluyoruz.

Piyasadaki rekabet ortamı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türk paslanmaz çelik sektöründe adil bir rekabet ortamı var mı?

Kurumsallaşma sürecinde sektörde yaşanacak olan olumlu gelişmeler, rekabet ortamını da daha adil ve rasyonel bir platforma taşıyacaktır. Kurumsallaşma bilinci tam anlamıyla benimsenmeden rekabet ortamının adil olacağını beklemek yanlış olur.

. . .

İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Demir Çelik. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.