Elektrik, elektronik ve otomasyon alanında bir dünya devi: Mitsubishi Electric
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri OEM İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Tolga Bizel ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri OEM İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Tolga Bizel ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Sanayi 4.0 üretimde ne gibi değişimleri beraberinde getirecek?
‘Dördüncü Sanayi Devrimi’ ya da diğer bir deyişle ‘Sanayi 4.0’, çok kısaca siber fizik sistemlerini kullanarak üretim süreçlerinin rehabilite edilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu kavramı genel olarak ‘yeni endüstri evresi’ olarak da adlandırabiliriz. Yeni endüstri evresiyle birlikte, bir önceki endüstri evresindeki teknolojik edinimlerin üstüne yerleştirilen yeni sistemler ışığında, oldukça karmaşık ve daha akıllı ürünler üretilmeye başlanacak. Günümüzdeki seri üretim, kişinin istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kişisel üretime doğru kayacak. Üretim merkezleri ve ürünler arasında anlık bilgi alışverişi sağlanacak. Gerçek ve dijital dünya her an birbiriyle entegre bir şekilde ilerleyecek. Tüm makineler, robotlar, sistemler ve insanlar arasında internet üzerinden gerçekleşen kesintisiz bir iletişim ağı oluşacak. Gelecekte insan ve robot birlikte çalışacak, hatta birlikte yaşayacak. Üretim süreçlerinin her alanına dahil olacak robotların yaygınlaşması, hata payını da en aza indirecek.
Her türlü hammadde, ara mamul ve nihai ürün 3D yazıcılarla, dünyanın her noktasında üretilebilir hale gelecek. Mekatronik, robotik, bilgi teknolojileri ve oto biyonik gibi meslekler öne çıkacak. Temel bilimler ışığı ile başlayan endüstrileşme çalışmaları sonucunda çok farklı sektörlerde çok farklı yeni iş disiplinleri oluşacak. Üretim sektöründe verimliliğin artacağı bu yeni dönemde ekonomik bir büyüme sağlanacak. Önümüzdeki yıllarda bu yeni evreye uyum sağlamayı başaran pek çok şirketin üretim maliyetleri iyileşecek. Büyük üretim serileri makinalar ve robotlarla pratikleşecek. Üretimde esneklik artacak. Sistemin izlenmesi ve arıza teşhisi kolaylaşacak. Üretim bantlarında uygulanacak daha kapsamlı bir otomasyonla daha hızlı bir üretim sağlanarak stok miktarı azaltılacak. Sistemler tasarruflu yapısıyla çevre dostu ve sürdürülebilir bir hale gelecek. Üretim süreçleri anlık olarak izlenebileceği için hata oranı azalacak. Gelişen otomasyon sistemleri, yüksek iş güvenliği ve çalışma koşullarının iyileşmesi sayesinde yeni hizmet ve iş modellerini beraberinde getirecek.
Türkiye’de Sanayi 4.0 konusunda nasıl bir dönüşüm sürecinden geçiliyor?
Türkiye üretim kabiliyeti olan bir ülke ve bu kabiliyetin sürdürülebilir olması için global düzeyde rekabet edebilir olunması çok önemli. Bunun için de üretim kalitesi artarken maliyetlerin düşmesi gerekiyor. Elbette 3. sanayi devrimine uygun bir yapılanmayı benimsemiş firmaların da sürdürülebilir olabilmek için çağın hızına ve isteklerine ayak uydurmaları gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda firmalar için dünya kalitesinde üretim yaparak pazardaki muadiller ile rekabet etmek ve ihracatta güç kazanmak ancak fabrika otomasyon sektörünü yakından takip edip yeni teknolojileri bünyeye dahil etmekle mümkün olabilir.
Ülkemizdeki büyük ya da küçük çoğu firmada fabrika otomasyon sektörüyle ilgili dikkate değer bir farkındalık oluştuğunu gözlemliyoruz. İlerleyen yıllarda bu alandaki yatırım kararlarında da ciddi artışlar yaşanacağına inanıyoruz.
TÜSİAD’ın Sanayi 4.0 konulu raporu kapsamında gerçekleştirilen ‘Sanayi 4.0 konusundaki farkındalık düzeyini’ araştırmaya yönelik anketin sonuçları bize oldukça çarpıcı veriler veriyor. Rapora göre, bugün Türkiye’de Sanayi 4.0 teknolojileri ve yaratacağı rekabet avantajlarından yararlanmak konusundaki farkındalık ve ilgi üst düzeyde. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 90’ından fazlası, kendilerinin ve şirket üst düzey yöneticilerinin bu teknolojiler hakkında bilgi sahibi olduklarını ve Sanayi 4.0’ın genel pazar yapısını değiştireceğine inandıklarını belirtmiş durumda. Daha da önemlisi, tüm katılımcıların Sanayi 4.0 kapsamında yapılması gereken yatırımların gelecekte Türkiye’nin küresel değer zincirinden aldığı payı arttıracağı konusunda hemfikir oldukları sonucu ortaya çıkmış. Yine bu anket sonuçlarında, katılımcıların yaklaşık yüzde 70’i Türkiye’de Sanayi 4.0’ı sadece sanayi kuruluşlarının uygulamaya başlamasının yeterli olmadığını düşünerek, tüm paydaşların ortak çabasını gerektiren bir yaklaşıma olan ihtiyacı dile getirmiş.
Tüm bu verilerden de yola çıkarak Sanayi 4.0 konusundaki farkındalık ve heves düzeyimizin çok yüksek olması nedeniyle Türkiye’nin bu yeni endüstri evresine hazır olduğunu söylemek mümkün. Biz de Mitsubishi Electric olarak Sanayi 4.0’a yanıtımız olan e-F@ctory konseptimiz ile yeni endüstri evresinin iddialı bir oyuncusuyuz. Türk sanayisinin, hayal gücümüzü zorlamaya hazırlanan geleceğin fabrika otomasyonuna hazır olması için teknolojik çözümler sunuyoruz. Mitsubishi Electric’in e-F@ctory konseptinin, üretimde hızı, kaliteyi ve verimliliği artırırken çok ciddi maliyet tasarrufu sağlayabilecek evrimsel bir adım olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
e-F@ctory konseptinizi daha detaylı anlatır mısınız? Ne tür faydalar sağlıyor?
Mitsubishi Electric, e-F@ctory konseptini kendi üretim bantlarında 2003 yılından beri kullanıyor. Bu sayede edindiği tecrübelerini ürünlerine ve dolayısıyla müşterilerine yansıtıyor. e-F@ctory ile geleceğin dijital fabrikalarını bugünden kurmak mümkün. e-F@ctory sayesinde fabrikadaki her bir otomasyon unsuru, kendi kendileri ile iletişim kurarak size daha özgün ürünler çıkartabiliyor. Günümüzde gelişen rekabet koşulları, iletişim teknolojileri ve haberleşme imkânı pazarlardaki rekabeti çok arttırdı. Bu artan rekabet ortamında kişiselleştirilmiş ürünlere olan talebi karşılayabilmek için üretimlerinizi optimize etmeniz gerekiyor. Bunu yaparken fabrikanızı kurmadan bilgisayar ortamında bu sistemi çalıştırarak ihtiyaçlarınızı ve verimliliğinizi görebilir ve yatırımlarınızı buna göre gerçekleştirebilirsiniz.
Yönetimden üretim katına kadar tüm fabrika katmanlarını optimize etmek için ileri teknolojileri kullanan ve üretimde çok ciddi maliyet tasarrufu sağlayan Mitsubishi Electric e-F@ctory konsepti, küresel rekabette bir adım önde olmayı sağlıyor.
e-F@ctory konsepti ile rakiplerinizden nasıl farklılaşıyorsunuz?
Elektrik, elektronik ve otomasyon alanında bir dünya devi olan Mitsubishi Electric, dünya üzerinde ileri teknolojiler geliştiren ve bulunduğu sektörlerde ilklere imza atmış olan bir marka. Profesyonel şekilde seri üretim yapan Mitsubishi Electric’in üretim portföyü, yarı iletken teknolojilerden mekanik makinalara kadar geniş bir platformu içeriyor. Dolayısıyla üretimin getirdiği tecrübelerini ürünlerine yansıtıyor. Bu konu bize oldukça önemli bir ivme kazandırarak öne çıkmamızı sağlıyor. Mitsubishi Electric olarak en önemli ayrıcalıklarımızdan biri de fabrika otomasyonu içindeki tüm prosesleri kapsayan bir çözüm üretebiliyor olmamız. Mitsubishi Electric ile bir fabrikayı yeni endüstri evresindeki tüm ihtiyaçları karşılayacak şekilde kurmak ve kurmadan önce bir sanal fabrika oluşturarak ortaya çıkacak fabrikayı ve üretimi test etmek mümkün.
Bir diğer avantajımız ise kendi üretim fabrikalarımızda da bu sistemleri zaten kullanıyor oluşumuz. Bu sayede fabrikalarımızda yapılan geliştirmeler çözümlerimizin sürekli kendini yenilemesini sağlıyor. Hızlı bağlantısı ve kısa yenileme süresi ile verimli üretimde vites artırmayı sağlayan Mitsubishi Electric e-F@ctory konsepti, bilgisayar kullanılan bir sistem olmadığı için bilgisayarın çökmesi, bilgisayara virüs girmesi gibi riskleri de elimine ederek güvenli ve sürekli üretimin kapısını aralıyor. Online olarak izlenebilen sistem, üretimin istenilen her an ve her yerde kontrol edilebilmesini sağlıyor. Üretim aşamasında ihtiyaç duyulan pek çok bilgiye ulaşmayı mümkün kılan bu sistem sayesinde, örneğin hatalı bir ürün söz konusuysa, geriye dönüp üretim hattında bir sorun olup olmadığına bakılabiliyor ve bu sorunun kendi kendine giderilmesi için bir karar aşaması oluşturulabiliyor.
Örnek bir uygulamanız var mı?
Mitsubishi Electric’in e-F@ctory otomasyon uzmanlığını, Intel’in Malezya üretim üssünde Nesnelerin İnterneti (IoT: Internet of Things) konusunda çözüm üretme uzmanlığı ile birleştiren pilot bir program gerçekleştirdik. Bu program sayesinde, üretimin online bulut üzerinden takip edilmesinin yanında, arızaların önceden fark edilmesi ve arıza gerçekleşmeden müdahale edilmesi mümkün hale geldi.
Pilot program; yüksek verimlilik, önleyici bakım faaliyetleri olanağı, düşük aksam arıza oranı, düşük maliyet ve kusursuz uyum ile sonuçlandı. Tüm bu sonuçlar ise Intel’in yaklaşık 9 milyon dolar tasarruf etmesini sağladı. Söz konusu projede Mitsubishi Electric ile Intel arasındaki bu işbirliği, operasyon performansını iyileştirilebilmesi için yarı iletken üretim hatlarından elde edilen alan verilerinin toplanmasına ve analiz edilmesine olanak tanıdı. Bununla birlikte daha sürdürülebilir bir toplum için enerji tasarrufu yapılmasını da sağlamış oldu.
e-F@ctory konseptiniz ile aldığınız bir ödül var mı?
e-F@ctory konseptimiz, Frost & Sullivan tarafından, “En İyi Uygulama Ödülleri” kapsamında “2015 Frost & Sullivan Güneydoğu Asya Etkinleştirici Teknoloji Ödülü”ne layık görüldü. Bu ödül, yeni iş modelleri, yıkıcı teknolojiler ve mega trendler gibi değişimi hızlandıran unsurların hakim olduğu bugünün ekonomik ortamında, şirketlerin dönüşüme dayalı büyüme elde etmesine yardımcı olan gelişim ortaklığı şirketi Frost & Sullivan’ın pek çok endüstri ve uygulama sahasında en iyi uygulamaları belirleyen saygın programının bir parçası.
Mitsubishi Electric’in robot teknolojileri alanındaki çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
İleri robot teknolojisi ile dikkat çeken Mitsubishi Electric, robotlarını oluşturan dişli kutusu, mekanik, elektronik parçalar gibi bütün parçaları da kendisi üreten bir marka. Robot teknolojilerimiz, sıfır ila 20 kilo arasında robotlar üretmeye imkan tanıyarak oldukça niş bir pazara hitap ediyor. Kaliteli, güvenli ve hassas proseslerde, yiyecek-içecek ve ilaç sektöründe, temizlik malzemeleri gibi küçük ama hız gereken üretim bantlarında oldukça iddialı robotik sistemlere sahibiz.
Islak mendillerin paketlenmesi, ilaçların kutulanması, ayakkabıların boyanması ve yapıştırılması, küp şekerlerin kutulanması gibi hızlı üretim, dozajlama ve paketlemenin olduğu gıda, ambalaj, paketleme gibi sektörlerde Mitsubishi Electric’in gerçekleştirmiş olduğu pek çok robotlu çözüm bulunuyor. Arabalarda yer alan kapı kolunun montajı, ses sistemi tuşlarının test edilmesi gibi montaj ve kalite kontrol alanlarında robotlarımız sıklıkla tercih ediliyor. Dünyada beyaz eşya sektöründe de Mitsubishi Electric tarafından gerçekleştirilmiş birçok uygulama mevcut. Hassasiyet düzeyi oldukça yüksek robot kolları ile Mitsubishi Electric, insan kolu veya eline yakın hassasiyette işler yapmak veya buna yaklaşmak isteyen, aynı zamanda da hıza ihtiyacı olan firmaların öncelikli tercihi oluyor.
Türkiye’de robotlar ile endüstride daha esnek bir üretim sağlamayı, üretim maliyetlerini düşürerek insan konforunu artırmayı ve ihtiyaç olan her yerde robot teknolojisinin kullanılmasını hedefliyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla mühendis adaylarının robot eğitimine destek oluyorsunuz? Bu konudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri birimi olarak Türkiye’de tümleşik otomasyon içine entegre edilmiş robot teknolojisi konusunu sahiplenmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de gelecekte otomasyon teknolojilerine yön verecek kişilerin yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümleri’ne destek veriyoruz. Eğitime destek projemiz kapsamında, en son 9 Eylül Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladık.
Doğuş Üniversitesi (DOU) işbirliğiyle Doğuş Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’ni de kurduk. Bu projeden önce ise Bursa Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Robot Eğitim Merkezi’ne çok amaçlı bir robot hibe ettik. Ayrıca Karadeniz Teknik Üniversitesi Otomasyon Laboratuvarı’na ürün desteğinde bulunduk.
Üniversitelerde “Robot Eğitim Merkezi” kurulmasına katkı sağlamanın yanı sıra bugüne kadar pek çok farklı üniversite etkinliğine sponsor ya da konuşmacı olarak katıldık. Öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine destek olmayı amaçlıyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Demir Çelik. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.